Sanal bahis ve uyuşturucu bağımlılığı arasındaki ilişki, ilk bakışta pek bağlantılıymış gibi görünmeyebilir. Ancak, derinlemesine incelendiğinde, bu iki bağımlılık türünün bireyler üzerinde benzer etkiler yarattığını ve çoğu zaman birbirini tetiklediğini fark etmek mümkün. Düşünsenize, biri ekranda sürekli şansını denerken, diğeri bedenine zarar veren kimyasallarla mücadele ediyor. İkisi de kişiyi kendi dünyasına hapseder, kontrolü yitirir ve sosyal yaşamdan koparır.
Bu bağımlılıklar, beynin ödül sistemini hedef alır. Sanal bahis oynayan kişi, her kazandığında dopamin salgılar; uyuşturucu kullanan ise benzer şekilde kimyasal bir haz yaşar. Bu durum, zamanla kişinin bu davranışları bırakmasını zorlaştırır. Hatta, bazen biri diğerini doğurabilir. Mesela, sanal bahiste kaybeden bir kişi, yaşadığı stresi azaltmak için uyuşturucuya yönelebilir.
İlginçtir ki, her iki bağımlılık da genellikle kaçış amacı taşır. Hayatın zorluklarından, stresinden ve sorunlarından uzaklaşmak isteyen bireyler, önce sanal bahise, sonra da uyuşturucuya yönelebilir. Bu yüzden, tedavi süreçlerinde her iki bağımlılığın da dikkate alınması gerekir. Sadece birine odaklanmak, diğerinin gözden kaçmasına sebep olabilir ve sonuç hüsranla bitebilir.
Özetle, sanal bahis ve uyuşturucu bağımlılığı, farklı yüzlere sahip ama aynı madalyonun iki tarafı gibidir. Biri dijital dünyada, diğeri fiziksel dünyada yaşanan bu sorunlar, bireyin yaşam kalitesini düşürür ve sosyal ilişkilerini zedeler. Bu nedenle, toplum olarak bu konulara daha fazla dikkat etmek ve bilinçlendirme çalışmalarını artırmak şarttır.